Paylaşım Forumu Asiforum.Net     Duyurular Program İndir Ferizli Haber Kaynarca Haber Anasayfa  

Go Back   Paylaşım Forumu Asiforum.Net
Kayıt ol Yardım Topluluk Ajanda Bugünki Mesajlar Arama

Aşk ve İlişkiler Aşk ve İlişkiler hakkın da herşey.

Cevapla
Seçenekler Stil
Okunmamış 05-12-2017, 05:02 AM   #1
Sindy
Administrator
 
Sindy - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Apr 2017
Mesajlar: 3.425
Ruh Halim: Cap Canli
Sindy is on a distinguished road
Standart Kalbimizle Değil Beynimizle Aşık Oluyoruz

Reem Nöropsikyatri Merkezi kurucusu, Nöroloji Uzmanı Dr. Mehmet Yavuz, Dr. Beyin isimli kitabında sevgi ve aşk duygularının tümüyle beyinde gerçekleştiğini belirtiyor. Her ne kadar, sevgi ve kalp özdeşleştirilmiş olsa da bu işlevle ilgilenen beynimizdir. Karşı cinsten herhangi bir olumsuz davranış gördüğümüzde ‘kalbim kırıldı’ deriz. Aslında kırılan kalp değil beyindir. Aşk üzerine yazılmış şiirlerin hemen hepsi kalp merkezlidir. Doğrusu, Aristo’dan beri bu yanılgı böyle süregelmiştir. Ve bu noktada, beyne büyük haksızlık yapıldığını söylemek yanlış olmaz. Dr. Mehmet Yavuz, aşık olan kişilerin yemeden içmeden kesildiğini belirterek, “Uyku düzenleri bozulabilir, psikolojik bozukluklar kaçınılmaz olabilir” diye de ekliyor.



Aşk Bir Hastalık mı?
“Aşık olan kişi, yemeden içmeden kesilebilir, uyku düzeni bozulabilir hatta psikolojik bozukluklar yaşayabilir. Çünkü aşk bir saplantıdır, melankoli halidir. Kişi başka kimseyi düşünemez, gözü kimseyi görmez olur” diyen Dr. Mehmet Yavuz, “Aşk mutluluğu yaşayan ya da aşk acısı çeken binlerce insan üzerinde yapılan araştırmalar; ya mutluluktan havalara uçmak ya da ölümüne keder tablosu arz etmektedir. Bazı araştırmacılar, beyinde depresyonla büyük ilişkisi olan serotonin hormonunun aşk acısı ve duygusu üzerinde de etkili olduğunu iddia etmektedirler. Bunlara göre serotonin hormonunun az salgılanması aşk acısını körüklemekte hatta dayanılmaz hale getirmektedir. Depresyonlu ya da depresyona eğilimli kişilerde aşk duyguları daha yoğun yaşanmakta ve ortada aşkın neden olduğu bir acı varsa, bu daha derin ve yoğun hissedilmektedir. Dolayısıyla aşık olanlarda, serotonin hormununun kan düzeyi, normal insanlara göre yüzde 40 daha düşüktür. Bu durum aşık olanların depresyona çok yatkın olduklarını göstermektedir. Hatta ‘aşk eşittir depresyon’ diyebiliriz. Bu nedenle aşktan dolayı üzüntü ve elem yaşayanlara antidepresan ilaçlar fayda verebilir. Ya da diğer bir ifade ile aşk acısı, beyinde serotonin salgısını arttıran ‘’manyetik stimülasyonla’’ (TMS) da tedavi edilebilir” dedi.

Aşkın Gözü Kördür
“Tıp dilinde prefrontal korteks denen ve psikoloji dünyamızı kontrol eden bölge sol alın bölgesinin hemen arkasında yer alan bir bilardo topu büyüklüğünde bir alandır. Depresif hastlarda bu bölgenin çalışması bozulur. Bu bölgede kafatasına yapılan güçlü manyetik uyarımlar ile kontrolden çıkan bu bölgenin dengesi yeniden sağlanır. Aşk hali, prefrontal korteksin dengesini bozabilir. Sadece prefrontal korteksi mi?, hayır aşk esnasında ‘’amigdala’nın da düzeni bozulur. Beynin içinde derinlerde badem büyüklüğünde olan ve biri sağ diğeri sol beyin yarımküresinde olan amigdala korkuyu kontrol eder. Aşk esnasında çekinceye ve korkuya neden olan amigdalanın devreden çıkması kişinin her zamankinden daha fazla risk almasına neden olur. Belki de bu yüzden “Aşkın gözü kördür”.

Önceliği Kendinize Vermelisiniz
Dr. Mehmet Yavuz’a göre: “Aşk nedeniyle günlük yaşamı bozulan, işine evine konsantre olamayan kişiler için çözüm arama zamanı gelmiştir. Bağımlılık merkezlerinde bu tarz kişilere uygun terapiler mevcuttur. Genellikle aşırı yoğun ya da tekrarlanan aşk acılarının ardından geçmişe dair korkular çıkar. Kişinin korkularını keşfetmek, o anı ve geleceği sağlıklı yaşaması için bir zorunluluk haline gelmiş olabilir. Bunun dışında aşk hastalığına tutulanlara yapılan terapinin en önemli kısmını, kişiye kendisi ile ilgilenme görevi verilmesi oluşturur. Kişinin takıntılı bir şekilde başka birini düşünmesinin önüne geçebilmek amacıyla dikkat dağıtılır ve bireyin hayatın merkezine tekrar kendini oturtması sağlanmaya çalışılır. Serotonin eksikliğinin daha çok üzüntüye yol açtığı da bilindiğine göre, ev ödevi olarak hobiler edinmesi, kendisine gün içinde vakit ayırması istenen kişi, önceliği spora vermelidir. Çünkü sağlık durumuna uygun olarak seçilen spor aktivitelerinin serotinini arttırdığı bilinmektedir. Bunun dışında, aşkı bir hastalık olarak ele almak istersek bugün modern bir yaklaşımla, kafatasına yapılan güçlü manyuetik uyarımlar (TMS) sayesinde, kontrolden çıkan bölgenin dengesini yeniden sağlayabiliriz.”

Alinti
Sindy isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla

Sindy Kullanicisinin Son 5 Konusu
Baslik Kategori Son Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj
'Cihangir Cumhuriyeti', TRT Tabii platformunda... Sinema Dünyası Sindy 0 4 02-21-2025 08:27 PM
Minik Serçe, Ferdi Tayfur'un 'Bana sor' şarkısını... Yerli ve Yabancı Diziler Sindy 0 22 02-14-2025 07:14 PM
Kızıl Goncalar fragman | "Allah Yüzüne Baksın... Yerli ve Yabancı Diziler Sindy 0 34 02-04-2025 11:57 PM
10 Aralık reyting sonuçları açıklandı! Bir Gece... Yerli ve Yabancı Diziler Sindy 0 40 02-04-2025 11:57 PM
Kuruluş Osman 174. bölüm izle full hd tek parça!... Yerli ve Yabancı Diziler Sindy 0 33 02-04-2025 11:57 PM

Cevapla

Etiketler
aşk, bir, daha, olan, serotonin


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 01:12 AM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimisation provided by DragonByte SEO v2.0.37 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.