Sindy

Atatürk Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Görevlisi Yusuf Yurdigül tarafından yapılan bilimsel araştırmada, kadınların siyasette de medyada da pasif bırakıldığı tespit edildi.
Erzurum'da AK Parti ve CHP kadın kolları teşkilatları örneğinde "Yerel Siyasette Temsil Sorununu Aşma Stratejisi Olarak Kadın Siyasetçilerin Medyayı Kullanma Biçimleri" konulu araştırma yapan Yurdigül, çalışmasında ilginç sonuçlara ulaştı.

Yurdigül, yaptığı açıklamada, çalışmaya katılan kadın politikacıların yüzde 40'ının lise mezunu, yüzde 37'sinin üniversite, yüzde 17'sinin yüksek lisans, yüzde 3'ünün doktora ve diğerlerinin ise ilköğretim mezunu olduğunu söyledi.

Katılımcıların yüzde 89'unun bir yabancı dil bilirken, yüzde 11'inin herhangi bir yabancı dil bilmediğini vurgulayan Yurdigül, katılımcıların yüzde 67'sinin ev hanımı, yüzde 33'ünün ise ya kendi işini yaptığını ya da bir kurumda çalıştığını ifade etti.

"Erzurum'daki tabloyla Türkiye genelindeki birbirine benziyor"
Yine katılımcıların yüzde 53'ünün evli olduğunu belirten Yurdigül, şunları kaydetti:

"Erzurum'da aktif siyasette çok fazla önde olmayan kadın politikacıların, medya ile olan irtibatları ve medyayı kullanma biçimleri söz konusu olduğunda da çok fazla aktif olamadıklarını tespit ettim. Erzurum'daki tabloyla Türkiye genelindeki birbirine benziyor. Türkiye'de gerçekleştirilen en son yerel seçimlere bakıldığında 2 bin 950 belediye başkanlığından sadece 26'sı kadın. Kadınlar siyaseten oy deposu olarak görülmelerine rağmen aktif siyasette hep pasif bırakılıyor."

Çalışmasını, AK Parti ve CHP'de görev yapan kadın politikacılar üzerinde gerçekleştirdiğini anımsatan Yurdigül, araştırmasının merkezinde kadınların aktif siyasette kullandıkları medya araçları ve bu araçları kullanma biçimleri bulunduğunu vurguladı.

"Sosyal medya daha özgür"
Örneğin Erzurumlu kadın politikacıların yüzde 86'sının her gün gazete okurken yüzde 90'ının internet erişimi bulunduğunu anlatan Yurdigül, şöyle devam etti:

"Son zamanlarda siyaseten oldukça öne çıkan sosyal ağlar konusunda yöneltilen sorular karşısında verilen cevaplar ise bir hayli ilginç. Katılımcıların yüzde 77'sinin bir sosyal ağ hesabı bulunurken, yüzde 23'ünün herhangi bir hesabı ya da e-mail adresi bulunmuyor. Araştırma sonuçlarına göre katılımcıların yüzde 60'ı sosyal medya üzerinden siyaset yapıyor, yüzde 40'ı da sosyal medyada siyasi içerikli resim ya da video paylaşımında bulunuyor. Yine kadın politikacıların yüzde 60'ı sosyal medyanın toplumsal eşitlik imkanı sunduğu için kullanıma daha uygun olduğunu belirtirken, yüzde 37'si bu konuda karasız. Ayrıca katılımcıların yüzde 63'ü sosyal medyayı geleneksel medyaya oranla daha özgür ve katılımcı bir ortam olarak nitelendiriyor."

Yerel siyasette aktif rol alan katılımcıların, yerel medya kullanım biçimlerini ve amaçlarını belirlemek amacıyla da çalışma yaptığını belirten Yurdigül, Erzurum'da kadın sorunlarına en fazla yer veren medya türünün yüzde 43 oranla yerel televizyonlar olduğunu söyledi.

Yerel gazetelerin ve internet bloglarının ise kadın sorunlarına yüzde 23 oranında yer verdiğini kaydeden Yurdigül, şunları kaydetti:
"Bu verilere ek olarak katılımcıların yüzde 77'si yerel medyada siyaset konusunda erkek egemen bir dilin hakim olduğunu belirtiyor. Yüzde 23'ü konu hakkında kararsız. Çalışmamda siyaset, kadın ve medya kavramlarını birlikte ele alarak açıklamaya çalıştım. Genel olarak araştırma sonucuna göre, katılımcılar siyasette ve medyada erkek egemen bir söylemin varlığını kabul ediyor. Bu bağlamda başta aileleri, sosyal çevreleri ve ilişkili kurumlar olarak siyasi örgütler ve medya kuruluşlarından destek bekliyor.