Sindy

Bazı bayanlar hem erkekler tarafından, hem de diğer bayanlar tarafından saygıyla, beğeniyle, takdirle karşılanırlar. 'Beğenilen bayan' olmak için hangi özelliklerin olması gerekmektedir?

İşte bunlardan sadece birkaçı:

•Güzel olmayı bilmek...

Güzel olmayı bilen bayanlar her zaman dikkat çeker. ‘Güzel olan’ değil, ‘güzel olmayı bilen’... Yani kendine yakışanı giyen, giyim ve makyajında abartılı olmayan, yerine ve zamanına uygun giyinip makyaj yapan, kendine bakmayı bilen bir bayan artı puanlarla başlar ilişkilerine...
Güzellik önce dışarıdan başlar. Temizlik, bakım, yerine ve zamanına uygun giyim, saç, makyaj...


•'Hanımefendi' olmak...

Sadece sevgili ya da eş olarak değil, hemcinsleriyle arkadaş olmak için de kilit konulardan biridir hanımefendi olmak. Her zaman kendine hakim olması bir bayan için artı değerdir. Yanınızda, küfür ederek telefonda konuşan ya da restaurant ortasında sakız çiğneyip balon patlatan biriyle oturmak ister misiniz?
Herkesin kraliçe ya da prenses asaletine doğuştan sahip olmasını beklemek haksızlık olabilir ama asalet ve hanımefendi olmak da öğrenilebilinir.


•Özverili olmak...

Çevresindekilerin ihtiyaçlarının farkına vararak, daha istenmeden ne yapabileceğini düşünen bayan ideal arkadaş, ideal sevgili, ideal eştir. Sadece fikir bazında da olsa, problemi çözmek için uğraşmak, emrivaki yapmadan yardım teklifinde bulunmak herkesin beğeneceği bir davranıştır.


•Saygılı olmak...

Herkes herşeyi sevmek ya da beğenmek zorunda değil. Ama sırf beğenmediği için her karşılaştığında ya da ismi geçtiğinde bile, birileri hakkında saygısız sözler söyleyen, tavır takınan bir bayan, kendi kredisinden kaybetmeye başlar aslında.
Saygıyı karşıdan beklemek kadar önemlidir karşıdakine saygılı olmak.


•Mutlu olmayı bilmek...

Ne büyük bir artıdır hem kişi, hem de çevresindekiler için. ‘Mutlu insan’ olmak için, mutlu olmayı bilmek gerekir önce. Her olayın kötü taraflarını bulup çıkartmak değil, eldekiyle nasıl daha mutlu olunabileceğini bilmek gerekir. “Artık mutsuz arkadaşlarımla görüşmüyorum.” Demişti bir dostum. “Beni de kendi girdaplarında, adı bilinmeyen karanlıklara çekiyorlarmış gibi hissettim ve her gördüğümde ağlayıp sızlayıp konuşan insanlarla daha az görüşmeye karar verdim.Gerçekten bir mutsuzlukları yoktu aslında. Sadece mutsuzluğu seçmişlerdi. Ben de onların olmadığı bir yaşam seçtim.” Diye devam etmişti.
‘Vur patlasın, çal oynasın.’ Bir dünyadan değil, elindekine şükredeceğin ve ağlamayı bırakıp daha çok çalışacağın bir dünyadan bahsediyorum.
Mutlu olmayı bilen bayanların zenginliğinin sınırı da yok...