PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : yüklem


CoderMan
07-11-2017, 01:55 AM
yüklem
a. db. 1. Cümlede oluş, iş ve hareket bildiren kelime veya kelime grubu, haber, mahmul: “Çocuk çalışkandır” ve “Çocuk çok çalışır” örneklerinde “çalışkandır” ve “çalışır” birer yüklemdir. 2. man. Bir konu için olumlanan veya inkâr edilen şey, mahmul.

Güncel Türkçe Sözlük
yüklem Osm. müsnet
Gerek fiil ve gerekse isim cümlelerinde Özneye yükletilen işi, oluşu veya hali gösteren fiil yahut koşaçlı isim ( ad, sıfat, zamir,,, ).

BSTS / Dilbilim Terimleri Sözlüğü 1949
yüklem İng. predicate
Eylem çekimine girmiş sözcüğün tümcedeki görev adı: Her iş ona kolay geliyor; Ali İstanbul'a gidecekmiş; Her gün burada mısınız? Hasta değilsiniz ya; Bu sınıfın en çalışkan öğrencisi Ahmet mi? vb.

BSTS / Dilbilgisi Terimleri Sözlüğü 1972
yüklem İng. predicate
Bir önerme ya da yargıda özne üzerine söylenen, onu evetleyen ya da değilleyen; özneye yüklenen şey. Mantıkta formülü P ile gösterilir.

BSTS / Felsefe Terimleri Sözlüğü 1975
yüklem İng. predicate
Cümlede hareketi, olayı, işi, yargıyı bildiren, fiil çekimine girmiş kelimenin cümle bilgisindeki adı. Cümlenin bütün ögelerini kendine bağlayan temel öğe durumundaki yüklem, fiil veya ad soylu bir kelime olabilir: Mubarek su, saçlarımın arasından, kulaklarımın arkasından enseme ve oradan sırtıma doğru serin serin akıyordu (Y. K. Karaosmanoğlu, Erenlerin Bağından: Diğer Nesirler: s. 106). Hoca, son senelerde mektep bütçesinden tasarruf yaparak bevvaba yol vermiş olduğu için burası boştu (R. N. Güntekin, Kızılcık Dalları, s.140).Manevi şeyler kendilerine bir destek olarak maddî bir varlığa ne kadar muhtaç iseler, maddî şeylerin de içinde nefes aldıkları ve yaşadıkları bir manevi tarafa, bir havaya, bir ruha o kadar ihdiyaçları bulunduğunu görüyoruz (A. Ş. Hisar, Çamlıcadaki Eniştemiz, s. 219). İnsan başlı büyükçe bir asma ikide bir ayaklarına takılıyor, onları düşürüyor ve litarnacı kıyafetli adamın gırtlağı ile keskin bir ağız kavgasına girişiyordu (A. H. Tanpınar, Abdullah Efendinin Rüyaları: Abdullah Efendinin Rüyaları, s.58). Ben bu yaşayışımdan bedbinleşecek kadar gururlu değilim (T. Buğra, Yalnızlar, s. 123). Kapının tunç tokmağı bu karlı gecenin sesleri sağır eden durgunluğu, dolgunluğu içinde kof bir uğultu çıkardı (R. H. Karay, Memleket Hikâyeleri: Sarı Bal, s. 55); Ali inliyordu. Ayağa kalkmaya davrandı, fakat düştü (S. Faik, Bütün Eserleri 2. Şahmerdan, Lüzumsuz Adam: Bir Define Arayışı, s.50) vb.

BSTS / Gramer Terimleri Sözlüğü 2003
yüklem İng. predicate, propositional function
(…) || Örn. SaP önermesinin yüklemi P terimidir.

BSTS / Mantık Terimleri Sözlüğü 1976
yüklem
Azerbaycan Türkçesi: xäbär; Türkmen Türkçesi: habar; Gagauz Türkçesi: predikat; Özbek Türkçesi: kesim; Uygur Türkçesi: xävär; Tatar Türkçesi: xäbär; Başkurt Türkçesi: xäbär; Kmk: skazuyemoye ~ xabarlık; Krç.-Malk.:haparçı; Nogay Türkçesi: *habarlawış; Kazak Türkçesi: bayandawış; Kırgız Türkçesi: bayandooç; Alt::aydılaaçı; Hakas Türkçesi: habarlas ~ söyleeçî; Tuva Türkçesi: söglekçi; Rusça: skazuyemoye

BSTS / Türk Dünyası Gramer Terimleri Kılavuzu 1997
yüklem İng. predicate
Bir nesneye yüklenen iş, eylem ya da durumu gösteren edimsel etkinlik.

BSTS / Yöntembilim Terimleri Sözlüğü 1981