Sindy
05-16-2017, 02:01 AM
Allah Allah Desem Kalksam Yürüsem
Allah Allah desem, kalksam yürüsem
Acap şu dağları aşamam mola
Boz atlı Hızır'ı yoldaş eylesem
Varıp efendime düşemem mola
Sevdiğim, bağında güllerin gonca
Usuldur boyların, bellerin ince
Adı güzel imamların önünce
Kerbelâ'da şehit düşemem mola
Sakın hey sevdiğim, nâsiden sakın
Erenler geri almaz attığı okun
Irak yerlerini sen eyle yakın
İki atlayıp bir dem düşemem mola
Ben güzel pîrîme verdiğim ikrar
Doluda, kırçından, borandan saklar(*)
İhlâs âşık olan ikrarın bekler
İkrarın bendini çesemem mola(*)
PIR SULTAN ABDAL'ım, dost çiresine
Arzumanım kaldı Şah cilvesine
Altmış ile yetmiş üçün arasına
Özümü irfana koşamam mola
Pir Sultan Abdal
Açılın Zindanlar Pire Gidelim
Hızır Paşa bizi berdar eyledi
Kesti kollarımı kızak bağladı
İşiten muhipler hep kan ağladı
Açılın zindanlar pire gidelim
Kalenin kapısı taştan demirden
Yanlarım çürüdü yaştan yağmurdan
Bir kimsem de yok ki dellal çağırtam
Açılın zindanlar pire gidelim
Kalenin kapısı taştan çıkılmaz
Penceresi yüce Şah'a bakılmaz
Bir ben ölmeyinen cihan yıkılmaz
Açılın zindanlar pire gidelim
Çıkarım bakarım kale başına
Mümin müslim olan gider işine
Bir ben mi düşmüşüm can telaşına
Açılın zindanlar pire gidelim
İlimi sorarsan köyümdür Banaz
Yakılsın yıkılsın ol kanlı Sivas
Bir ben ölmeyinen cihan yıkılmaz
Açılın zindanlar pire gidelim
Pir Sultan Abdal'ım hey Hızır Paşa
Yazılanlar gelir sağ olan başa
Hasret koydun beni kavim kardaşa
Açılın zindanlar pire gidelim
Pir Sultan Abdal
Ayrılık Derdinin Dermanı Nedir
Uğrum sıra giden Boz Atlı Hızır
Ayrılık derdinin dermanı nedir
Şu iki aleme olmuşsun nazır
Ayrılık derdinin dermanı nedir
Sığanmıştır ağca kolda bilekler
Hak katında kabul olsun dilekler
Arş yüzünde secde kılan melekler
Ayrılık derdinin dermanı nedir
Küseyim de ben yarime küseyim
Siyah zülfün mah yüzüne asayım
Kerbela'da yatan İmam Hüseyin
Ayrılık derdinin dermanı nedir
Hani şu dünyanın toprağı taşı
Akıttım gözümden kan ile yaşı
Urum illerimin Hacı Bektaş'ı
Ayrılık derdinin dermanı nedir
Ak saya giyinmiş incedir beli
Ben pirimi gördüm tatlıdır dili
Tanrı'nın arslanı Hazret-i Ali
Ayrılık derdinin dermanı nedir
Gıcılar da dağlar başı gıcılar
Çıkmaz oldu içerimden acılar
Arafat Dağı'ndan gelen hacılar
Ayrılık derdinin dermanı nedir
Dünyayı sorarsan bir dipsiz anbar
Ali'nin yoldaşı Zülfikar Kanber
Kabe'yi yaptıran Halil Peygamber
Ayrılık derdinin dermanı nedir
Deryanın yüzünde dönen üç gemi
Yiyelim içelim sürelim demi
Geminin sahibi ol Hızır Nebi
Ayrılık derdinin dermanı nedir
Pir Sultan Abdal'ım içtim cür'adan
Okudum ağını bilmem karadan
Yeri göğü cüml'alemi Yaradan
Ayrılık derdinin dermanı nedir
Pir Sultan Abdal
AĞIT
(Bu ağıtı babası için kızının söylediği rivayet edilir)
Dün gece seyrimde coştuydu dağlar
Seyrim ağlar ağlar Pir Sultan deyi
Gündüz hayalimde gece düşümde
Düş de ağlar ağlar Pir Sultan deyi
Uzundu, usuldu dedemin boyu
Yıldız’dır yaylası, Banaz’dır köyü
Yaz bahar ayında bulanır suyu
Sular çağlar çağlar Pir Sultan deyi
Pir Sultan kızıydım ben de Banaz’da
Kanlı yaş akıttım baharda güzde
Dedemi astılar kanlı Sivas’ta
Darağacı ağlar Pir Sultan deyi
Kemendimi attım, dara dolaştı
Kafirlerin eli kana bulaştı
Koyun geldi kuzuları meleşti
Koçlar da ağlaşır Pir Sultan deyi
Pir Sultan Abdal’ım hey yüce Gani
Daim yediğimiz Kudret’in nanı
Hakk’a teslim ettin ol şirin canı
Dostların ağlaşır Pir Sultan deyi..
Pir Sultan ABDAL
GEÇTİ DOST KEVRANI
Şu karşı yaylada göç katar katar
Bir güzel sevdası gözümde tüter
Bu ayrılık bize ölümden beter
Geçti dost kervanı eyleme beni
Şu benim sevdiğim başta oturur
Bir güzelin derdi beni bitirir
Bu ayrılık bize ölüm getirir
Geçti dost kervanı eyleme beni
Pir Sultan Abdal'ım kalkın aşalım
Aşıp yüce dağı engin düşelim
Çok nimetin yedik helallaşalım
Geçti dost kervanı eyleme beni
Alçakta yüksekte yatan erenler
Yetişin imdada aldı dert beni
Başımı alıp hangi yere gideyim
Gittiğim yerlerde buldu dert beni
Abdal Pir Sultan'ım gönlüm hastadır
Kimseye diyemem gönlüm yastadır
Bilmem deli oldu bilmem ustadır
Şöyle bir sevdaya saldı dert beni..
Pir Sultan ABDAL
GEL BENİM SARI TANBURAM
Gel benim sarı tanburam
Sen ne için inilersin
İçim oyuk derdim büyük
Ben anın’çin inilerim
Koluma taktılar teli
Söyletirler bin bir dili
Oldum Ayn-ı Cem bülbülü
Ben anın’çin inilerim
Koluma taktılar perde
Uğrattılar bin bir derde
Kim konar kim göçer burda
Ben anın’çin inilerim
Göğsüme tahta döşerler
Durmayıp beni okşarlar
Vurdukça bağrım deşerler
Ben anın’çin inilerim
Gel benim sarı tanburam
Dizler üstünde yatıram
Yine kırıldı hatıram
Ben anın’çin inilerim
Sarı tanburadır adım
Göklere ağar feryadım
Pir Sultan’ımdır üstadım
Ben anın’çin inilerim..
Pir Sultan ABDAL
Pir Sultan Abdalım Can Göye Almaz
Haktan Emir Olmasa ı Rahmet Yağmaz
Şu Ellerin Taşı Bana Hiç Degmez
İllede Dostun Bir Tek Gülü Yaralar Beni Beni
Can Beni Beni Beni Dost Beni Beni Beni...
Pir Sultan ABDAL
GAFİL GEZME ŞAŞKIN
Gafil gezme şaşkın bir gün ölürsün
Yalan dünya senin olsa ne fayda
Akibet alırlar tatlı canın
Bülbül gibi dilin olsa ne fayda
Söylersin de söz içinde şaşmazsın
Helâli haramı yersin seçmezsin
Nasibin kesilir de sular içmezsin
Akar çaylar senin olsa ne fayda
Söylersin de el içinde sözün var
Yeler çalışırsın oğlun kızın var
Bu dünyada üç beş arşın bezin var
Bedestenler senin olsa ne fayda
Bir gün alır götürürler evinden
Hakk'ın kelâmını koyma dilinden
Kurtulaman Ezrail'in elinden
Dünya dolu malın olsa ne fayda
Pir Sultan Abdal'ım çıktık oturduk
Kaza lokmasını burda yetirdik
Dünya bizim diye çektik getirdik
Yalan dünya bizim olsa ne fayda...
Pir Sultan ABDAL
DÖNEN DÖNSÜN
Koyun beni hak aşkına yanayım
Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan
Yolumdan dönüp de mahrum mu kalayım
Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan
Kadılar müftüler fetva yazarsa
İşte kement işte boynum asarsa
İşte hançer işte başım keserse
Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan
Bir gün mahşer olur divan kurulur
Suçlu suçsuz varsa orda bulunur
Piri olmayanlar anda bilinir
Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan
PİR SULTAN'ım arşa çıkar ünümüz
O da bizim ulumuzdur pirimiz
Hakka teslim olsun garip canımız
Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan...
Pir Sultan ABDAL
NASIL YAR DİYEYİM
Nasıl yar diyeyim ben böyle yare
Mecnun edip çöle saldıktan sonra
Alemin bağında bülbüller öter
Giden benim gülüm solduktan sonra
Coşkun sular gibi çağlamayan yar
Gönlünü gönlüme bağlamayan yar
Benim şu halime ağlamayan yar
Daha ağlamasın öldükten sonra
PİR SULTAN ABDAL'ım sürem bu yolu
İnsanın kamili olmuşam kulu
İster yağmur yağsın isterse dolu
Gidem ben ummana daldıktan sonra..
Pir Sultan ABDAL
Herkes ateşini bile götürür
Sabahtan uğradım ben bir figana
Bülbül ağlar ağlar, güle getirir
Bakın şu feleğin çürük işine
Her bir cefasını kula getirir
Depreştirme benim, dertlerim tamam
Muhabbet şirindir, vermiyor aman
Üstümüzde dönen çarh ile devran
Felek bizi halden hale getirir
Pir sultan abdal'ım sözlerim haktır
Hak diyen canlardan hiç şüphem yoktur
Cehennemde ateş olmaz, nar yoktur
Herkes ateşini bile götürür...
Pir Sultan Abdal
Allah Allah desem, kalksam yürüsem
Acap şu dağları aşamam mola
Boz atlı Hızır'ı yoldaş eylesem
Varıp efendime düşemem mola
Sevdiğim, bağında güllerin gonca
Usuldur boyların, bellerin ince
Adı güzel imamların önünce
Kerbelâ'da şehit düşemem mola
Sakın hey sevdiğim, nâsiden sakın
Erenler geri almaz attığı okun
Irak yerlerini sen eyle yakın
İki atlayıp bir dem düşemem mola
Ben güzel pîrîme verdiğim ikrar
Doluda, kırçından, borandan saklar(*)
İhlâs âşık olan ikrarın bekler
İkrarın bendini çesemem mola(*)
PIR SULTAN ABDAL'ım, dost çiresine
Arzumanım kaldı Şah cilvesine
Altmış ile yetmiş üçün arasına
Özümü irfana koşamam mola
Pir Sultan Abdal
Açılın Zindanlar Pire Gidelim
Hızır Paşa bizi berdar eyledi
Kesti kollarımı kızak bağladı
İşiten muhipler hep kan ağladı
Açılın zindanlar pire gidelim
Kalenin kapısı taştan demirden
Yanlarım çürüdü yaştan yağmurdan
Bir kimsem de yok ki dellal çağırtam
Açılın zindanlar pire gidelim
Kalenin kapısı taştan çıkılmaz
Penceresi yüce Şah'a bakılmaz
Bir ben ölmeyinen cihan yıkılmaz
Açılın zindanlar pire gidelim
Çıkarım bakarım kale başına
Mümin müslim olan gider işine
Bir ben mi düşmüşüm can telaşına
Açılın zindanlar pire gidelim
İlimi sorarsan köyümdür Banaz
Yakılsın yıkılsın ol kanlı Sivas
Bir ben ölmeyinen cihan yıkılmaz
Açılın zindanlar pire gidelim
Pir Sultan Abdal'ım hey Hızır Paşa
Yazılanlar gelir sağ olan başa
Hasret koydun beni kavim kardaşa
Açılın zindanlar pire gidelim
Pir Sultan Abdal
Ayrılık Derdinin Dermanı Nedir
Uğrum sıra giden Boz Atlı Hızır
Ayrılık derdinin dermanı nedir
Şu iki aleme olmuşsun nazır
Ayrılık derdinin dermanı nedir
Sığanmıştır ağca kolda bilekler
Hak katında kabul olsun dilekler
Arş yüzünde secde kılan melekler
Ayrılık derdinin dermanı nedir
Küseyim de ben yarime küseyim
Siyah zülfün mah yüzüne asayım
Kerbela'da yatan İmam Hüseyin
Ayrılık derdinin dermanı nedir
Hani şu dünyanın toprağı taşı
Akıttım gözümden kan ile yaşı
Urum illerimin Hacı Bektaş'ı
Ayrılık derdinin dermanı nedir
Ak saya giyinmiş incedir beli
Ben pirimi gördüm tatlıdır dili
Tanrı'nın arslanı Hazret-i Ali
Ayrılık derdinin dermanı nedir
Gıcılar da dağlar başı gıcılar
Çıkmaz oldu içerimden acılar
Arafat Dağı'ndan gelen hacılar
Ayrılık derdinin dermanı nedir
Dünyayı sorarsan bir dipsiz anbar
Ali'nin yoldaşı Zülfikar Kanber
Kabe'yi yaptıran Halil Peygamber
Ayrılık derdinin dermanı nedir
Deryanın yüzünde dönen üç gemi
Yiyelim içelim sürelim demi
Geminin sahibi ol Hızır Nebi
Ayrılık derdinin dermanı nedir
Pir Sultan Abdal'ım içtim cür'adan
Okudum ağını bilmem karadan
Yeri göğü cüml'alemi Yaradan
Ayrılık derdinin dermanı nedir
Pir Sultan Abdal
AĞIT
(Bu ağıtı babası için kızının söylediği rivayet edilir)
Dün gece seyrimde coştuydu dağlar
Seyrim ağlar ağlar Pir Sultan deyi
Gündüz hayalimde gece düşümde
Düş de ağlar ağlar Pir Sultan deyi
Uzundu, usuldu dedemin boyu
Yıldız’dır yaylası, Banaz’dır köyü
Yaz bahar ayında bulanır suyu
Sular çağlar çağlar Pir Sultan deyi
Pir Sultan kızıydım ben de Banaz’da
Kanlı yaş akıttım baharda güzde
Dedemi astılar kanlı Sivas’ta
Darağacı ağlar Pir Sultan deyi
Kemendimi attım, dara dolaştı
Kafirlerin eli kana bulaştı
Koyun geldi kuzuları meleşti
Koçlar da ağlaşır Pir Sultan deyi
Pir Sultan Abdal’ım hey yüce Gani
Daim yediğimiz Kudret’in nanı
Hakk’a teslim ettin ol şirin canı
Dostların ağlaşır Pir Sultan deyi..
Pir Sultan ABDAL
GEÇTİ DOST KEVRANI
Şu karşı yaylada göç katar katar
Bir güzel sevdası gözümde tüter
Bu ayrılık bize ölümden beter
Geçti dost kervanı eyleme beni
Şu benim sevdiğim başta oturur
Bir güzelin derdi beni bitirir
Bu ayrılık bize ölüm getirir
Geçti dost kervanı eyleme beni
Pir Sultan Abdal'ım kalkın aşalım
Aşıp yüce dağı engin düşelim
Çok nimetin yedik helallaşalım
Geçti dost kervanı eyleme beni
Alçakta yüksekte yatan erenler
Yetişin imdada aldı dert beni
Başımı alıp hangi yere gideyim
Gittiğim yerlerde buldu dert beni
Abdal Pir Sultan'ım gönlüm hastadır
Kimseye diyemem gönlüm yastadır
Bilmem deli oldu bilmem ustadır
Şöyle bir sevdaya saldı dert beni..
Pir Sultan ABDAL
GEL BENİM SARI TANBURAM
Gel benim sarı tanburam
Sen ne için inilersin
İçim oyuk derdim büyük
Ben anın’çin inilerim
Koluma taktılar teli
Söyletirler bin bir dili
Oldum Ayn-ı Cem bülbülü
Ben anın’çin inilerim
Koluma taktılar perde
Uğrattılar bin bir derde
Kim konar kim göçer burda
Ben anın’çin inilerim
Göğsüme tahta döşerler
Durmayıp beni okşarlar
Vurdukça bağrım deşerler
Ben anın’çin inilerim
Gel benim sarı tanburam
Dizler üstünde yatıram
Yine kırıldı hatıram
Ben anın’çin inilerim
Sarı tanburadır adım
Göklere ağar feryadım
Pir Sultan’ımdır üstadım
Ben anın’çin inilerim..
Pir Sultan ABDAL
Pir Sultan Abdalım Can Göye Almaz
Haktan Emir Olmasa ı Rahmet Yağmaz
Şu Ellerin Taşı Bana Hiç Degmez
İllede Dostun Bir Tek Gülü Yaralar Beni Beni
Can Beni Beni Beni Dost Beni Beni Beni...
Pir Sultan ABDAL
GAFİL GEZME ŞAŞKIN
Gafil gezme şaşkın bir gün ölürsün
Yalan dünya senin olsa ne fayda
Akibet alırlar tatlı canın
Bülbül gibi dilin olsa ne fayda
Söylersin de söz içinde şaşmazsın
Helâli haramı yersin seçmezsin
Nasibin kesilir de sular içmezsin
Akar çaylar senin olsa ne fayda
Söylersin de el içinde sözün var
Yeler çalışırsın oğlun kızın var
Bu dünyada üç beş arşın bezin var
Bedestenler senin olsa ne fayda
Bir gün alır götürürler evinden
Hakk'ın kelâmını koyma dilinden
Kurtulaman Ezrail'in elinden
Dünya dolu malın olsa ne fayda
Pir Sultan Abdal'ım çıktık oturduk
Kaza lokmasını burda yetirdik
Dünya bizim diye çektik getirdik
Yalan dünya bizim olsa ne fayda...
Pir Sultan ABDAL
DÖNEN DÖNSÜN
Koyun beni hak aşkına yanayım
Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan
Yolumdan dönüp de mahrum mu kalayım
Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan
Kadılar müftüler fetva yazarsa
İşte kement işte boynum asarsa
İşte hançer işte başım keserse
Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan
Bir gün mahşer olur divan kurulur
Suçlu suçsuz varsa orda bulunur
Piri olmayanlar anda bilinir
Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan
PİR SULTAN'ım arşa çıkar ünümüz
O da bizim ulumuzdur pirimiz
Hakka teslim olsun garip canımız
Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan...
Pir Sultan ABDAL
NASIL YAR DİYEYİM
Nasıl yar diyeyim ben böyle yare
Mecnun edip çöle saldıktan sonra
Alemin bağında bülbüller öter
Giden benim gülüm solduktan sonra
Coşkun sular gibi çağlamayan yar
Gönlünü gönlüme bağlamayan yar
Benim şu halime ağlamayan yar
Daha ağlamasın öldükten sonra
PİR SULTAN ABDAL'ım sürem bu yolu
İnsanın kamili olmuşam kulu
İster yağmur yağsın isterse dolu
Gidem ben ummana daldıktan sonra..
Pir Sultan ABDAL
Herkes ateşini bile götürür
Sabahtan uğradım ben bir figana
Bülbül ağlar ağlar, güle getirir
Bakın şu feleğin çürük işine
Her bir cefasını kula getirir
Depreştirme benim, dertlerim tamam
Muhabbet şirindir, vermiyor aman
Üstümüzde dönen çarh ile devran
Felek bizi halden hale getirir
Pir sultan abdal'ım sözlerim haktır
Hak diyen canlardan hiç şüphem yoktur
Cehennemde ateş olmaz, nar yoktur
Herkes ateşini bile götürür...
Pir Sultan Abdal